7 Ekim 2013 Pazartesi

ŞPO Dünya Konut Günü Açıklaması: "Sokaklar Otoyola, Yaşam Alanları Konut Silolarına Dönüştürülüyor"

Bu yıl da Dünya Konut Günü’nü yanlış kararlar gölgesinde kutluyoruz
Ülkemizde uzun yıllardan bu yana "Dünya Konut Günü" olarak kutlanan Ekim ayının ilk Pazartesi günü Birleşmiş Milletler tarafından "World Habitat Day" olarak ilan edilmiştir.
Birleşmiş Milletler tarafından her yıl "World Habitat Day" olarak kutlanan Ekim ayının ilk Pazartesi günü ülkemizde de "Dünya Konut Günü" adıyla kutlanmaktadır. Bu günün kutlanmasının başlıca amacı; herkesin temel ve eşit haklarından biri olan, sağlıklı ve güvenli bir konutta yaşama hakkına dikkat çekilmesidir. Diğer yandan bu gün, tüm dünyaya kentlerimizin geleceğini biçimlendirmede hepimizin sorumlu olduğunu hatırlatmayı da hedeflemektedir.
Bu yılın kutlama teması "Kentsel Hareketlilik" olarak belirlenmiştir.
Birleşmiş Milletler tarafından her yıl farklı bir tema ile ele alınarak kutlanan "World Habitat Day" için bu yıl tema olarak "Kentsel Hareketlilik" belirlenmiştir. Kentsel yaşamın vazgeçilmez unsurlarından olan kentsel servislere erişimde, kentlerin genişlemesi sürecinde yaşanan sorunlara ve sürdürülebilir çözümlere dikkat çekme arayışı, temanın seçilmesinde belirleyici olmuştur. Birleşmiş Milletler tarafından tema seçimi yapılırken, ulaşılabilir kentlerin, sürdürülebilir ulaşım türlerini desteklemesi gerektiğine de vurgu yapılmış, kentlerde her geçen gün daha fazla insanın özel araç kullanımı yerine, başta raylı sistemler ve otobüsler olmak üzere toplu taşıma araçlarını, bisiklet ve yaya yollarını kullanma yönünde cesaretlendirilmesi gerektiği de belirtilmiştir.
Birleşmiş Milletler tarafından kentsel hareketlilik kavramının yalnızca ulaşım türü çerçevesinde ele alınarak tartışılmaması gerektiği, ilkesel olarak kent planlama kararlarının ve kentsel tasarım uygulamalarının ulaşım altyapısını uzatan kararlara değil, uygun kentsel yoğunluklar yaratılarak insanları ve mekânları kentsel alanda nasıl bir araya getireceğine odaklanması gerektiğine de vurgu yapılmıştır. 
Ülkemiz kentlerinde son yıllarda geliştirilen ulaşım kararları Birleşmiş Milletler tarafından dikkat çekilen ilkelere açıkça aykırıdır.
Ülkemiz kentlerinde nüfusa koşut olarak artan kentsel hareketlilik, kent içi ulaşım ve erişim sorunlarının da büyümesine neden olmaktadır. Yaşanan sorunlara yönelik çözüm arayışları ise ne yazık ki tam da Birleşmiş Milletler tarafından dikkat çekilen ve uzak durulması gerektiği vurgulanan, ulaşım altyapısını uzatan, özel araç öncelikli kararlar ve yatırımlar olarak ortaya çıkmaktadır.
Kentlerimizde yaygın biçimde yapımı gerçekleştirilen alt-üst geçitler, şerit genişletmeleri, yaya kaldırımlarının daraltılması, sokakların ve kaldırımların otopark olarak kullanılması gibi kararlar ile kentlerimiz yaşanabilir olmaktan uzaklaşmaktadır.
Çağdaş toplu taşıma sistemlerine, yaya yollarına, bisiklet yollarına yatırımların minimum düzeyde kaldığı kentlerimizde, tıpkı Ankara`da günümüzde tartışması süren ve kamuoyunda ODTÜ Yolu olarak bilinen "kent içi otoyol" düzenlemesinde olduğu gibi kentsel hareketliliği özel araçlar üzerinden çözmeye yönelik adımlara her geçen gün bir yenisi eklenmektedir.
Kentlerimiz, sokakları ‘otoyola` ve ‘otoparka`, yaşam alanları ‘konut silolarına` dönüştürülerek yaşanmaz hale getirilmektedir.
İzlenen yanlış kentleşme ve ulaşım politikaları ile kentlerimizin sokakları otoparklara ve otoyollara dönüştürülürken, sokaklar giderek insanlar tarafından kullanılamaz hale gelmektedir. Sağlıklı bir yaşam çevresi oluşumunda vazgeçilmez olan planlama ilkeleri göz ardı edilerek, rantın yönlendiriciliğinde arttırılan yoğunluklar ise yaşam alanlarımızın insan depolanan konut silolarına dönüşmesine neden olmaktadır.
Yaşanan bu gerçeklik ışığında, bu yıl 7 Ekim tarihine rastlayan Dünya Konut Günü`nü kutlarken, tüm ilgili kesimleri bir kez daha;
Birleşmiş Milletler tarafından da dile getirilen ilkeler doğrultusunda hareket etmeye, özel araç öncelikli kararlar yerine, toplu taşıma sistemleri ile yaya ve bisiklet öncelikli kararlara imza atmaya,

Kentsel dönüşüm uygulamaları başta olmak üzere, herkes için temel bir insan hakkı olan "sağlıklı ve güvenli bir konutta yaşama" hakkını ihlal eden uygulamalardan vazgeçmeye, çözüm adı altında insan deposu ‘konut siloları` üretmekten kaçınmaya, davet ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder